13 research outputs found

    Otel Çalışanlarının Hizmet Verme Yatkınlığının İş Tatmini Üzerindeki Etkisi

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, otel işletmelerinde müşteriler ile daha çok iletişim kuran (iletişim süresi daha fazla olan) çalışanların hizmet verme yatkınlığı düzeylerini belirlemek ve hizmet verme yatkınlığının iş tatmini üzerindeki etkisini incelemektir. Çalışmada, amaca göre örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Buna göre alan araştırması, Nevşehir’deki otel işletmelerinin (3, 4 ve 5 yıldızlı) çalışanlarından oluşmaktadır. Anket yoluyla toplanan veriler, faktör analizi, korelasyon ve regresyon gibi istatistiksel analiz yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırmada öncelikle otel çalışanlarının hizmet verme yatkınlığı düzeylerinin yüksek olduğu ve özellikle müşteriye özel ve önemli olduğunu hissettirme yatkınlıklarının diğer yatkınlıklarına göre daha baskın olduğu tespit edilmiştir. Daha sonra hizmet verme yatkınlığı ile iş tatmini arasında olumlu ve önemli ilişki olduğu ve hizmet verme yatkınlığının iş tatminini olumlu ve önemli etkilediği bulunmuştur. Sonuçlar ayrıca, hizmet verme yatkınlığı boyutlarından hizmetleri başarılı bir şekilde sunma arzusu ve müşteriye özel ve önemli olduğunu hissettirme ihtiyacının, iş tatminini önemli etkileyen boyutlar olduğunu göstermiştir

    A planning model proposal for priority arrangements to accelerate the development of tourist guidance in Turkey

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de turist rehberliğinin gelişimini hızlandırmak için ihtiyaç duyulan öncelikli düzenlemeleri belirlemek ve bu düzenlemelerden hareketle bir gelişim planlaması modeli önermektir. Araştırmada, temel nitel araştırma tasarımı kullanılmıştır. Araştırmada, ölçüt örneklem tercih edilmiştir. Böylece 243 kişiden (102 rehber, 42 rehber kökenli akademisyen, 52 acente müdürü ve 47 mezun öğrenci) veriler toplanmıştır. Çevrimiçi nitel form ve yarı yapılandırılmış çevrimiçi bireysel görüşme teknikleri ile elde edilen veriler, MAXQDA programı kullanılarak bütüncül yaklaşımla açık (görünür) içerik analizine tabi tutulmuştur. Analiz sonuçları, turist rehberliğinin gelişimini hızlandırmak için düzenleme yapılacak öncelikli alanların 3 ana ve 14 alt tema olmak üzere toplamda 17 tema altında toplandığını göstermiştir. Bulgulara göre ana temalar; önem sırasına göre mesleğe kabul koşulları, istihdam şartları ve mesleki imaj geliştirmedir. Ayrıca analizler, katılımcıların en çok vurguladıkları alt temaların; eğitim, güvence ve etkili ilişkiler ve işbirliği ağı oluşturma olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çalışmanın sonunda ise bulgular ışığında önerilen planlama modeli açıklanmış olup bu doğrultuda çıkarımlara ve geleceğe ilişkin önerilere yer verilmiştir.his study aims to find out the priority arrangements needed to accelerate the development of tourist guidance in Turkey and to propose a development planning model based on these arrangements. The research methodology is based on a basic qualitative research design. Criterion sampling was used in the study. Thus, between August 2021 and January 2022, data was gathered from 243 people, including 102 guides, 42 academics with guiding licenses, 52 agency managers, and 47 graduate students. The data from a qualitative survey and individual semi-structured online interviews were analyzed with an entirety approach and manifest content analysis using the MAXQDA program. The results showed that the priority areas to be arranged to expedite the development of tourist guidance can be put into 17 themes in total, including 2 main, and 14 sub-themes. According to the results, the main themes are, in order of importance, conditions of entry to the profession, employment conditions, and professional image development. The analyses also revealed that the participants emphasized most of the following subthemes: Training, assurance, and effective networking of relationships and collaboration. At the end of the study, the proposed planning model was explained in light of the findings, and implications and suggestions for the future were included in this direction

    Experiential tourist guiding: a conceptual framework and model suggestion

    Get PDF
    Günümüzdeki teknolojik, ekonomik, sosyal ve psikolojik gelişmeler; tüketicinin ihtiyaçlarının, beklentilerinin ve isteklerinin bireysel yönünü daha baskın hale getirmektedir. Dolayısıyla turizm; bireyselleşme noktasında daha yaratıcı, çeşitlendirilmiş, benzersiz, güvenilir ve unutulmaz deneyimler ile şekillenerek yeni bir çağa girmektedir. Bu çağda turizm sektörü, değişen dünyaya ayak uydurmak ve varlığını sürdürmek için daha da özelleştirilmiş bir dönüşüm geçirmektedir. Bu sürece önemli katkı sunan mekanizmalardan biri de geleceğin turizmini şekillendireceği düşünülen deneyimsel turizmdir. Ayrıca yeni modelleriyle deneyimsel turizmin, özellikle turist rehberini turistin bireysel deneyim sürecinin daha aktif ve işlevsel yönlerinden biri haline getireceği ve turist rehberliğine yepyeni bir anlam kazandıracağı öngörülmektedir. Ancak ilgili literatürde, deneyimsel turizmin içeriğinin yeterli düzeyde açıklığa kavuşturulmadığı ve özellikle turist rehberinin deneyimsel turizmdeki rollerine yönelik farklı bakış açılarının geliştirilmediği görülmektedir. Bu boşluktan hareketle, bu çalışmanın amacı; ilgili literatür ışığında, deneyimsel turizmin içeriğini irdeleyerek deneyimsel turist rehberliği ile ilgili kavramsal bir çerçeve oluşturmak ve model önerisinde bulunmaktır. Çalışmada, deneyimsel turist rehberliği; turistin deneyimleme sürecini tasarlama, yürütme ve geliştirme bileşenlerinden oluşan deneyimsel rol performansı bağlamında kavramsallaştırılmıştır. Söz konusu model ise rehberin deneyimsel rol performansını ve turistin rehber eşliğindeki deneyimleme sürecini etkileyen faktörler (rehberin kişisel ve mesleki kaynakları, deneyimsel turist, destinasyon, deneyim ortamı, deneyim sağlayıcıları, yerel toplum ve küresel gelişmeler) ve bu sürecin çıktıları (rehbere, deneyimsel turiste, işletme ve destinasyona, turizm endüstrisine ve diğer sektörlere yönelik) ile oluşturulmuştur. Bu model, gelecekte yapılacak araştırmalar için birçok öneri sunmaktadır.Today's technological, economic, social, and psychological developments emphasize the individual aspect of the consumer's needs, expectations, and desires. Therefore, tourism is entering a new era that is being shaped by more creative, diversified, unique, reliable, and unforgettable experiences at the point of individualization. In this era, the tourism and hospitality industry has undergone a more privatized transformation to keep up with the fast-changing world and survive. One of the mechanisms contributing to this process is an experiential tourism, which is thought to shape future tourism. In addition, it is predicted that experiential tourism, with its new models, will make the tourist guide one of the more active and functional aspects of the tourist's individual experience process and will give a brand new meaning to tourist guiding. However, in the relevant literature, it is seen that the context of experiential tourism has not been sufficiently clarified, and different perspectives have not been developed, especially regarding the role of the tourist guide in experiential tourism. Based on this gap, this study aims to create a conceptual framework and propose a model for experiential tourist guiding by examining the context of experiential tourism in the light of relevant literature. Experiential tourist guiding was conceptualized as the guide's experiential role performance, which consists of designing, executing, and developing the tourist's experience process. The model in question was created with the factors (personal and professional resources of the guide, tourist, destination, experiencescape, providers, local society, and global developments) affecting the guide's experiential role performance and the tourist's experience process with a guide and the outputs (guide, experiential tourist, business, destination, tourism industry, and other sectors) of this process, as well as contains multiple recommendations for further research

    A panoramic view of event marketing on the scopus database

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, Scopus veri tabanı üzerinden etkinlik pazarlaması alanının bilimsel gelişimini panoramik açıdan incelemektir. Yöntem – Araştırmanın amacı doğrultusunda, Scopus veri tabanında 1990-2020 yılları arasında etkinlik pazarlaması ile ilgili yayınlanan 140 makale, araştırma örneklemi olarak seçilmiştir. Elde edilen veriler, R-Studio bibliyometrik analiz programı (faktör, iş birliği, birlikte oluşum ağları ve betimsel veri analizleri) ile çözümlenmiştir. Bulgular – Araştırma sonucuna göre konuyla ilgili en fazla makalenin yayınlandığı yıl 2016'dır. Event Management dergisi, bu alanda en çok makale yayınlayan dergi olurken, Tourism Management en fazla atıf yapılan dergi olmuştur. Yayın sayısı açısından Angeline G. Close’nin ve Russell Lacey’in bu alana önemli katkı sağlayan yazarlar olduğu; makalelerdeki kelimelerin farklı boyutlarda birlikte kullanıldığı (başlıklarda 3, özetlerde 3 ve anahtar kelimelerinde 7), konuyla ilgili Amerika Birleşik Devletleri’nin, Çin’in ve Avustralya’nın çok sayıda yayın çıkaran ülkeler olduğu ve makalelerde ağırlıklı olarak marka, davranışsal niyetler, sosyal medya, iletişim ve sponsorluk konularının ele alındığı saptanmıştır. Tartışma – Scopus veri tabanında etkinlik pazarlaması ile ilgili makaleler incelendiğinde, özellikle belirli konular (marka vb.) ve etkilikler (spor ve festival) üzerinde durulduğu görülmektedir. Dolayısıyla diğer konuların oldukça kısıtlı olduğu ortaya çıkmaktadır (seyahat, konaklama, eğlence, eğitim, bilimsel, gastronomi, kültürel miras ve inanç vb.). Bu bağlamda araştırma sonuçları dikkate alınarak bazı çıkarımlara ve geleceğe yönelik önerilere yer verilmiştir.This study aims to investigate the scientific growth of the event marketing field from a panoramic view through the Scopus database. Design/methodology/approach – For the research’s purpose, 140 articles on event marketing published between 1990 and 2020 in the Scopus database were chosen as a research sample. The data was analyzed using the R-Studio bibliometric analysis program (factor, collaboration, co-occurrence networks, and descriptive data analysis). Findings – Results showed that the year in which the most articles were published was 2016. While Event Management was the journal in which the most articles were published in this field, Tourism Management was the most cited journal. In terms of the number of publications, Angeline G. Close and Russell Lacey have made significant contributions to this field. It was revealed that the words in the articles were used together in different dimensions (3 in the titles, 3 in the abstracts and 7 in the keywords). Results also indicated that the United States of America, China, and Australia were the countries that published a large number of articles on the field, and the articles mainly focus on brand, behavioral intentions, social media, communication and sponsorship. Discussion – Examining the event marketing-related papers in the Scopus database reveals that specific subjects (brands, etc.) and events (sports and festivals) are highlighted. Consequently, it turns out that other topics are relatively limited (travel, accommodation, entertainment, education, scientific, gastronomy, cultural heritage and religious, etc.). In this context, based on the research findings, several implications and recommendations for the future are provided

    Relationships between mindfulness, professional commitment and ruminatıve thinking: a study for tourism guidance students

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, turizm rehberliği öğrencilerinin bilinçli farkındalıklarının mesleki bağlılık ve ruminatif düşünme üzerindeki etkisini ayrıca bilinçli farkındalıkları ile mesleki bağlılıkları arasında ruminatif düşünmenin aracılık rolünü incelemektir. Araştırmada örnekleme yöntemi olarak amaçlı örneklem yöntemi tercih edilmiştir. Türkiye’de Turizm Fakülteleri bünyesinde olan Turizm Rehberliği bölümü öğrencileri (s=480) alan araştırmasına dâhil edilmiştir. Kullanılan ölçekler, daha önce geliştirilen ölçeklerdir. Ancak mesleki bağlılık ölçeği, turizm sektörüne bağlılık ölçeğinden uyarlanmıştır. Çevrim içi anket yoluyla elde edilen veriler, faktör analizi ve yapısal eşitlik modeli (PLS-SEM) ile analiz edilmiştir. Araştırma bulguları; öğrencilerin bilinçli farkındalık, ruminatif düşünme ve mesleki bağlılık düzeylerinin ortalamanın üzerinde olduğunu göstermiştir. Yapısal model ile ilgili analizlere göre bilinçli farkındalık; mesleki bağlılığı olumlu ve ruminatif düşünmeyi olumsuz yönde ve anlamlı düzeyde etkilemiştir ancak ruminatif düşünmenin mesleki bağlılık üzerindeki etkisi anlamlı değildir. Ayrıca sonuçlar, ruminatif düşünmenin bilinçli farkındalık ve mesleki bağlılık arasında aracılık rolü üstlenmediğini ortaya koymuştur. Araştırma sonunda ise teorik ve pratik çıkarımlarda bulunulmuş ve geleceğe yönelik öneriler sunulmuştur.This study aims to investigate the effect of tourism guidance students' mindfulness on professional commitment and ruminative thinking and the mediating role of ruminative thinking between mindfulness and professional commitment. Purposive sampling was chosen as the research sampling method, so students of the Tourism Guidance Department (n=480) at Turkey's Faculty of Tourism were included in the field study. The scales used are previously developed scales. The professional commitment scale, however, was adapted from the previous scale of commitment to the tourism industry. Factor analysis and structural equation modeling (PLS SEM) were used to analyze the data collected through the online survey. The study's findings revealed that the students' levels of mindfulness, ruminative thinking, and professional commitment were above the average scores. According to the structural model analyses, mindfulness affected professional commitment positively and ruminative thinking negatively and significantly, but ruminative thinking had not significantly affect professional commitment. Furthermore, the findings indicated that ruminative thinking did not play a mediating role between mindfulness and professional commitment. At the conclusion of the study, theoretical and practical conclusions were drawn, and future directions were proposed

    Turistlerin karar verme sürecinin amaca yönelik davranış modeli ile değerlendirilmesi: Mevlana Şeb-i Arus törenleri örneği

    No full text
    Bu çalışmanın amacı turistlerin inanç turizmi kapsamında törenlere tekrar katılma ile ilgili karar verme sürecini incelemektir. Araştırmada turistlerin karar verme sürecini incelemek için sosyo-psikolojik bir yaklaşım olan Amaca Yönelik Davranış Modeli (AYDM) kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 07-17.12.2012 tarihleri arasında Konya’da düzenlenen Mevlana Şeb-i Arus törenlerine katılan yerli ve yabancı ziyaretçiler oluşturmaktadır. Ancak evren geniş olduğundan araştırmada Amaca Göre Örnekleme Yöntemi tercih edilmiş ve alan araştırmasına törenlere katılan ve sadece beş yıldızlı bir otelde konaklayan ziyaretçiler dâhil edilmiştir (sayı=242). Araştırmanın yöntemi nicel araştırma yöntemine dayanmaktadır. Anket yoluyla elde edilen verileri analiz etmek için sayı yüzdelik ortalama ve standart sapma gibi temel belirleyici istatistiklerden ve faktör analizi korelasyon ve regresyon gibi istatistiksel ana­liz yöntemlerinden faydalanılmıştır. Araştırma sonucunda tutumlar kişisel normlar öngörülen pozitif ve negatif duygular ve algılanan davranışsal kontrol ile davranışsal istek arasında; davranışın önceden gerçekleşme sıklığı ve istek ile niyet arasında olumlu ve anlamlı derecede ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca öngörülen olumlu duygula­rın ve algılanan davranışsal kontrolün davranışsal isteği; davranışın önceden gerçekleşme sıklığının ve davranışsal isteğin ise davranışsal niyeti olumlu ve istatistikî olarak anlamlı düzeyde etkilediği saptanmıştır.The purpose of this study is to investigate tourists’ decision-making process of re-attending the ceremony in the context of religious tourism. In the research for evaluating tourists’ decision making process the Model of Goal- Directed Behavior which is a socio-psychological approach was used. The research’s population consisted of the participants of Mevlana’s Seb-i Arus Ceremony held on 07-17.12.2012 in Konya. Because of the extensive popula­tion in this study Purposive Sampling Method was used and participants who stayed at a five-star hotel were inc­luded in the field research (n=242). This research’s method was based on quantitative research method. Describe statistics such as frequency percent mean standard deviation and statistically analyses such as factor analysis correlation and regression were utilized to analyze the data gathered via survey. Results showed that attitudes subjective norms positive-negative anticipated emotions and perceived behavioral control were positively cor­related with behavioral desire; frequency of past behavior and behavioral desire were positively correlated with behavioral intention. Results also indicated that positive anticipated emotions and perceived behavioral control affected behavioral desire positively and significantly furthermore; frequency of past behavior and behavioral desire affected behavioral intention positively and significantly

    The impact of service orientation as a personality trait on job satisfaction and intention to leave; a research in the lodging industry

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, konaklama işletmelerinde tüketiciyle yüz yüze iletişimde bulunan işgörenlerin ne derece hizmet vermeye yatkın olduklarını tespit etmek ve hizmet verme yatkınlığının iş tatmini ve işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Araştırmada, konaklama işletmelerinde işgörenlerin hizmet verme yatkınlığının iş tatmini ve işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisini belirlemek için bir model önerilmiştir. Hizmet verme yatkınlığının bağımsız, iş tatmini ve işten ayrılma niyetinin bağımlı değişken olduğu bu modelde, değişkenleri ölçmek için daha önce geliştirilen ölçekler kullanılmıştır. Araştırmada örnekleme yöntemi olarak amaca göre örnekleme yöntemi tercih edilmiş ve alan araştırmasına Nevşehir ilindeki üç, dört ve beş yıldızlı otel işletmelerinin işgörenleri dâhil edilmiştir. Anket yoluyla elde edilen verileri analiz etmek için merkezi eğilim ölçüleri (sayı ve yüzde dağılımları, aritmetik ortalama, tepe değer ve standart sapma) ile faktör analizi, korelasyon ve regresyon gibi istatistiksel analiz yöntemleri kullanılmıştır.Araştırma sonucunda, konaklama işletmelerinde işgörenlerin kişilik özelliği olarak hizmet verme yatkınlığı düzeylerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Hizmet verme yatkınlığının iş tatmini ile olumlu ve önemli derecede ilişkili olduğu, işten ayrılma niyeti ile ilişkisinin ise istatistikî olarak anlamlı olmadığı tespit edilmiştir. Hizmet verme yatkınlığı iş tatminini olumlu etkilerken işten ayrılma niyetini etkilememiştir. İş tatmini üzerinde etkisi bulunan hizmet verme yatkınlığı boyutları; hizmetleri başarılı bir şekilde sunma arzusu ve müşteriye özel ve önemli olduğunu hissettirme ihtiyacı boyutlarıdır. Araştırmada ayrıca, iş tatmininin işten ayrılma niyeti ile olumsuz yönde ve önemli derecede ilişkili olduğu ve işten ayrılma niyetini negatif etkilediği saptanmıştır. Dolayısıyla araştırmada, konaklama işletmelerinde hizmet verme yatkınlığının iş tatmini vasıtasıyla işten ayrılma niyetini etkilediği ortaya konmuştur.Anahtar Sözcükler: Hizmet verme yatkınlığı, iş tatmini, işten ayrılma niyeti, işgörenler, konaklama işletmeleriThe purpose of this study is to determine the level of service orientation as a personality trait of hotel frontline employees in the lodging industry and to investigate the impact of service orientation on job satisfaction and intention to leave. In this study, a casual model was offered to test the effects of hotel frontline employees? service orientation as a personality trait on job satisfaction and intention to leave. The scales developed previously were used to measure the independent variable, service orientation, and the dependent variables, job satisfaction and intention to leave. In this study, purposive sampling method was used and the hotel frontline employees of three, four, and five star hotels in Nevsehir were included in the field research. Data were gathered from hotel employees by means of a questionnaire. Frequencies, descriptive statistics, factor analysis, correlation, and regression analysis were used to analyze the data.The results of this study indicated that hotel frontline employees evaluated themselves as highly service-oriented persons. The results also showed that service orientation was positively and significantly associated with job satisfaction, but not with intention to leave. Also, service orientation had significant impacts on job satisfaction, but not on intention to leave. The dimensions of service orientation, need to deliver and need to pamper, affected job satisfaction positively and significantly. The results also showed that job satisfaction was negatively and significantly related to intention to leave. Consequently, this study pointed out that service orientation had an effect on intention to leave through job satisfaction.Key Words: Service orientation, job satisfaction, intention to leave, frontline employees, hotel
    corecore